10 Ekim 2016 Pazartesi

Amorium Antik Kenti

Araç ile İzmir seyahati öncesi güzergah üzerinde yaptığım tarihi ve doğal güzellikler kapsamında ilk defa adını duyduğum bu kenti görmek için planlamaya dahil ettim. Her ne kadar biraz ters bir yerde kalsa da özellikle aşağıda Tarihçe' de belirtilen Masalcı Ezop ve Hz. Selman-ı Farisi ile ilgili bilgiler bu antik kenti görme isteğini uyandırdı.
Amorium Antik Kenti Konumu
Kent Afyon Emirdağ ilçesine bağlı Hisar Köyü içerisinde yer alan ve bu ilçe üzerinden asfalt yol ile gidilebilir. Ancak ben zamanı efektif kullanmak adına harita uygulaması aracılığı ile Sivrihisar' dan sonra Kılıçlar Köyü - Karayatak Köyü - Adayazı Köyü - Hamzahacılı Köyü - Hisarköy istikametini izledim. Ana yoldan Hamzahacılı Köyüne kadar yol stabilize ve oldukça keyifli.
Stabilize Köy Yolu
Hamzahacılı Köyü içerisinden harita işlevsiz kalması nedeni ile istikamete göre aşağıdaki toprak yolu gözüme kestirip Hisar Köyü' ne geldim. Yol tarlaların arasından ilerliyor, taşlı ve toprak bu nedenle yavaş gittim ve yaklaşık mesafe 5-6 km.
Hamzahacılı  - Hisarköy ArasıToprak Köy Yolu

 
Kent kalıntılarına bakıldığında köyün hemen kenarında bir tepe üzerinden başlayıp ilerliyor. Kalıntıların çoğu kısmı kazıların devam etmesi nedeni ile tel örgüler ile çevrili olmakla birlikte her yapı yakından görülebilir. Ortaya çıkan kent merkezindeki yapılar sanırım şehrin ufak bir kısmı ve bunları gezmek bir-bir buçuk saatte tamamlanabilir. Ancak kente ait kalıntılar aşağıda fotoğraflarda görüleceği gibi farklı yerlerde mevcut.
 

Kent Merkezindeki Kalıntıların Bir Kısmı
 Şarjımın bitmesi nedeni ile aşağıda alıntı yapılan fotoğraflar şehrin mevcut hali ile ilgili fikir verebilir.

Amorium Kent Planı - Alıntı 1
Amorium Antik Kenti - Alıntı 2
Amorium Antik Kenti - Alıntı 3

Amorium Antik Kenti - Alıntı 4

 
Amorium Antik Kenti - Alıntı 5

Amorium Antik Kenti - Alıntı 6
Emirdağ İstikameti
 Hisar Köyünden Emirdağ istikametine çıktıktan sonra sağlı sollu kayaların bulunduğu alçak tepeler dikkat çekiyor. Kayalarda el işçiliği olduğu şekillerinden belli oluyor. İlk örnek yolun sağında yaklaşık 100 metre mesafede tepenin üstünde yamaca bakan ve aşağıda görülen havuz benzeri veya belki kök boya filan yapılan ve kayaya oyulmuş bir havuz.
Havuz düzgün yuvarlak kenarlık ve oturma yerine benzeyen kısımlar kayaya oyularak oluşturulmuş. Ufak bir tane drenaj deliği mevcut. Manzarası ise oldukça güzel.
Kayaya Oyulmuş Havuz - 1

Kayaya Oyulmuş Havuz - 2
Havuzun üst kısmı tepe ile aynı kodda olmakla beraber diğer tarafı yaklaşık 2,5 metre yükseklikte yamaca bakıyor. Yola bakan alt kısmından dış çeperine bakıldığında drenaj deliği daha net görülebiliyor (Hemen otun olduğu yerde)
Kayaya Oyulmuş Havuzun Dış Çeperi ve Drenaj Deliği - 1

Kayaya Oyulmuş Havuzun Dış Çeperi ve Drenaj Deliği - 2
 Yolun hemen sol tarafında 10 metre kadar mesafede ise kolayca ulaşılabilecek bir kaya mezarı var ancak oldukça tahrip edilmiş. İçerisinde ise tıpkı Myra Antik Kenti' ndeki mezar odaları gibi sedir benzeri yapı oluşturulmuş. Bu kaya mezarın kime ait olduğu ile ilgili herhangi bir bilgi mevcut değil.



Kaya Mezarı

Kaya Mezarı İçi
 Yolun solunda bulunan ve üstteki kaya mezarın bulunduğu tepeden bakıldığında ise karşıda görülen kayalarda da mezarlar olduğu görülebiliyor.


 
Kaya Mezarları
 Yolun solundaki tepeye çıkarken bazı kayaların insan eli ile oyularak şekillendirildiği olduğkça net anlaşılıyor.

Koltuk Şeklinde Oyulmuş Kaya
 Tepenin üzerine çıktığımda isemuhtemelen Amorium sakinlerinden, büyük olasılıkla ileri gelenlerinden birinin mezarına denk geldim. Ama bu kalıntıda da herhangi bir bilgi yok.
Amorium Zemin Altı Mezar
 Tepe üzerinde dolaştıkça zeminle aynı seviyedeki kayaların lahit şeklinde oyulmuş olduğu dikkat çekiyor. Büyük olasılıkla kentin mezarlık alanı burası.

Zemin Kayasına Oyulmuş Mezarlar
 

Memleketin Süsleri
 TARİHÇE
(Vikipedi' den alıntı)
 

Eski Yunanca ve Ortaçağ Yunancasında 'Amorion' şeklinde anılagelmiştir. Arap/İslam kaynaklarında "Ammuriye" ya da "Amuriye" şeklinde geçer. Amorium höyüğünün yamacında bugün Hisarköy bulunmaktadır. Arkeolojik alanda bilimsel kazı çalışmaları 1988 yılında Prof. R. Martin Harrison tarafından başlatılmıştır. 1993 yılından bu yana Dr. Chris Lightfoot başkanlığında uluslararası bir ekip tarafından yürütülmektedir.
Her ne kadar cazip bir düşünce olsa da, kentin ismi, muhtemelen, 'amor' (aşk) kelime kökünden kaynaklanmamakta, daha ziyade ilkçağ Hint-Avrupa kavimlerinin dilinde 'anne' anlamına gelen (ve varlığını bugüne kadar sürdürmüş) 'ma' kelime kökü ile bağlantılandırılmaktadır. Bu da bizi, kentin daha başlangıcından itibaren, Anadolu Ana Tanrıça kültü ile ilişkili olduğuna sonucuna götürmektedir.
 
Kahramanları hayvanlar olan masallarıyla büyük ün kazanmış olan Ezop'un Amorium kentinde yaşadığını da göz ardı etmemek gerekir. Her ne kadar Ezop'un doğum yeri tartışmalı olsa da en yüksek olasılıkla Ezop Amoriumlu'dur. Bildiğimiz gibi kendisi MÖ 6. yüzyılda yaşamıştır.
 
Amorium kentinin MÖ 1'inci yüzyıldan itibaren (MÖ 133 ila 27 arasında bir tarihten MS 217'ye kadar) kendi sikkelerini döktürmüş olması, o dönemde olgun ve büyük bir kent haline gelmiş bulunduğunun kanıtıdır. Kentin refah ve prestij düzeyi Romalılar döneminde de artmaya devam etmiş ve standart Roma kamu yapıları ile donatılmış olmalıdır. Ancak Helenistik ve Roma dönemlerinden günümüze pek az bulgu kalmıştır. Kente ilişkin tarihi kayıtlar da Strabon Coğrafyası nda çok kısa bir atıftan ibarettir. Son dönem kazılarında bölgedeki diğer arkeolojik alanlarda keşfedilen yazıtlar antik çağ Amorium'una ilişkin kayıtların sayısını artırmıştır ve yeni keşiflere de muhtemelen ulaşılacaktır.
 
İslam tarihi bakımından kentin önem arz etmesinin temel nedeni, sahabe Selman-ı Farisi'nin Amorium'da şu an bulunan kilisede çalışması ve emrinde çalıştığı, talebesi olduğu rahip tarafından İslam dininin hak din olduğunun söylenmesi üzerine Müslüman olmak için Medine'ye gitmesi vakıasıdır. Yani şehir Hristiyanlık kadar olmasada İslamiyet açısındanda önemli bir kenttir.
 
Kent Anadolu coğrafyasında merkezi bir önemi Bizans İmparatorluğu döneminde kazanmıştır. Dönemin Arap kaynakları Amorium'un Anadolu'nun en büyük kenti olduğundan bahsetmektedirler. Kazılar da Bizans kalıntıları üzerinde yoğunlaşmıştır. Kazı bulgularının Antik Çağ ve sonrasında Bizans'ın güçlü ilk dönemleri ile Anadolu Selçuklu Devleti arasında kalan yüzyıllarda (kabaca 750-1100 yılları arası) Anadolu içlerinin kentsel, idari ve kültürel gelişimine ilişkin bilgilerimizde mevcut boşluğu doldurmakta büyük katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Şimdiden, Amorium Üst Kenti'nin evvelce zannedildiği gibi 11. yüzyıl sonunda terkedilmediği, Selçuklularca ve ayrıca Osmanlı'nın son dönemlerinde de kale olarak kullanıldığı, Hisarcık (sonradan Hisarköy) köyünün isminin buradan geldiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla Amorium'da beş ayrı medeniyetin (antik Helen, antik Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı) izleri bir aradadır. Amorium Alt Kenti'nin de ikinci bir tahkimat duvarıyla çevrelenmiş olduğu görülmekte, bu surları korumak için gerekecek askeri güce ilişkin hesaplamalar kentin Bizans İmparatorluğu açısından taşıdığı önemi doğrulamaktadır. Ancak, sitin koruma altına alınmasından önceki yıllarda define avcılarınca yoğun surette kazılmış ve yağmalanmış olması maalesef önemli ölçüde tahribata sebebiyet vermiştir.
Bizans döneminde İstanbul yolu üzerindeki en önemli İç Anadolu kalesi kimliğinden ve Marmara bölgesinden önceki son büyük savunma mevzii oluşundan ötürü tahribat Amorium'un kaderi olmuştur. Arapların Anadolu'ya ilk akınlarının kaydedildiği 641 yılından sonra birkaç yıl geçmeden Amorium bir Arap saldırısına maruz kalmıştır. Amorium'a art arda Arap saldırıları yaklaşık iki yüz yıl boyunca sürmüş, 668'de kalenin Araplarca fethine rağmen kısa süre sonra Bizanslılarca geri alınmış, 716 ve 796'daki büyük saldırılar ise püskürtülmüştür.
Frig Hanedanı İmparatorları II. Mihail ve oğlu Teofilos
9. yüzyıla girildiğinde Amorium bir yandan Bizans'a bir imparatorlar hanedanı verirken (Amorian veya Frigya Hanedanı, bu hanedan 820-867 yılları arasında 3 imparatordan ibaret kalmış ve Bizans tarihi açısından başarılı icraatlar yapamamıştır. Hanedana mensup 3 imparator 'Kekeme' II. Mihail, oğlu Teofilos ve torunu 'Sarhoş' III. Mihail'dir), bir yandan da 838'de Abbasi Halifesi Mutasım'in Arap ordularınca tarihinin en büyük yıkımına uğratılmış ve bir daha eski canlılığını ve önemini geri kazanamamıştır (Abbasi Halifelerinin ordularında giderek artan sayıda Türk unsur bulunduğu bilindiğinden, bölgeye, ve dolayısıyla Anadolu'ya, ilk Türk varlığı Arap orduları bünyesinde gelmiş olmalıdır. Bizans ordularında da azımsanamayacak miktarda Türk unsurları bulunmaktaydı).
838 savaşının Amorium'a verdiği zarar dışında Ortodoks Hristiyan tarihi açısından önemi kentten esir olarak alınmış ilerigelen 42 Bizanslının Irak'ın Samarra kentinde 845 tarihinde idam edilmiş olmalarıdır. O çağlarda esirlerin fidye pazarlığına tabi tutularak geri verilmeleri, sanıldığının aksine, idam edilmelerinden daha yaygın bir uygulamaydı. Fidye müzakereleri tamamlanmış bu 42 Bizanslının Halife tarafından idam edilmesi dini gerekçelere bağlanmış ve Amorium'un 42 şehidi Rum Ortodoks Hristiyan literatürüne geçmiştir. Aziz mertebesine yükseltilen bu Bizanslılar hala dini törenlerde anılmaktadır.
 
Amorium Malazgirt Meydan Muharebesi öncesinde Anadolu'ya akınlar düzenleyen Türkmen beylerinden Ahmet Şah ve Emir Afşin tarafından 1068 yılında bir süre zaptedilmiştir. Araya Orta Anadolu'dan da geçen Haçlı Seferleri girmiş, bölgeye geniş çaplı Türkmen yerleşimi ve bölge nüfusunun Türkleşmesi ise Anadolu Selçuklu devleti ile Bizans arasında 1116 yılında yapılan Bolybotum (Bolvadin) savaşından sonra cereyan etmiştir. Hisarcık 1516 tarihli Osmanlı kayıtlarında anılmaktadır. Bügünkü Hisarköy 1892 yılında kurulmuştur. Amorium'u ziyaret eden ilk Batılı gezgin William Hamilton'dur ve bölgeye 1836 yılında gelmiştir. 1988 yılından günümüze kadar da Amorium'da düzenli kazılar yürütülmektedir.


Bumerang - Yazarkafe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder