15 Ağustos 2016 Pazartesi

Demre-Fethiye Yol Boyu Kendime Notlar

Yol güzel manzaralar eşliğinde deniz kenarından devam ediyor. Keskin virajlar oldukça fazla ve dikkatin dağılmasın!.

Yol üzerinde yer alan Kaputaş Plajı tabelası hiç beklenmeyen bir anda karşıma çıktı. Yolun bu kısmı dağ yamacından devam ettiği için plaja merdivenler aracılığı ile inilebiliyor. Bir otopark olmaması nedeniyle araçlar yol kenarına park edilebiliyor. Yeni bir park alanı yapılması biraz zor çünkü dağı oymak gerekiyor ki teknik olarak oldukça zor ve maliyetli ve böyle bir çalışma yapılacağını da sanmıyorum. 
Kaputaş Plajı-1

Kaputaş Plajı-2
Kaputaş Plajı derin bir vadinin (belki kanyon da denilebilir) hemen önünde bulunuyor ve sanırım buradan gelen ufak çakıl taşları ile oluşmuş bir plaj. Yukardan bakınca kum gibi görünüyor ama yaklaşınca ufak taşlar olduğu anlaşılıyor, bu nedenle terlik veya deniz ayakkabısı şart.

Denizi oldukça temiz ve zeminin beyaz olması nedeni ile deniz turkuaz bir görünümde ve oldukça güzel bir manzara. Geçersen tekrar uğra.

Plaja inişte heyecanla merdivenler pek önemsenmedin ama  ancak çıkarken bir 10-15 dakika yordu. Yanına su almayı unutma çıkmadan önce, büfede var. 
 
Plaja İnen Merdivenler

Merdivenlerden Kaputaş Plajı

Kaputaş Plajını Oluşturan Kanyon
Burada gördüğüm bir tabela geniş bire sahil kısmının "Deniz Koruma Alanı" olduğunu belirtiyor. 
Kaş-Kekova Deniz Koruma Alanı

Muğla istikametinden çıkıp Fethiye' ye dönüldüğünde oldukça güzel bir yol uzanıyor. Ancak Fethiye yine betonarme cehennemi gibi. Konaklama için Ölüdeniz yolu üzerinde Morina Otel' i temiz, konforlu, lüx bir butik otel. Yeşillik içerisinde ve oldukça bakımlı bahçesi olan otel çalışanları güleryüzle karşılıyor. Odalar ve duşlar temiz.  Kahvaltı açık alanda ve ortam gayet huzurlu. Mönü geniş değil ama kahvaltıda olması gereken ne varsa onlar var zaten. Otel Ölüdeniz' e inerken solda kalıyor ve 4-5 km mesafede. Manzarası oldukça güzel.
 
Morina Otel Yolu
Morina Otel
Oda Balkonundan Manzara

Oda Balkonundan Bahçe

Oda Balkonundan Giriş-Resepsiyon
Akşam Fethiye Balık Hali' ne balık yemeye gitme. Balıkçılardan balığını, kalamarını vb kendin alman güzel, restaurant pişirip getiriyor. Ortam güzel, balıklar taze ama başka yerde ye. Esnaf kültürü olmayan insanlardan gereksiz yere kazık yeme.

Fethiye Balık Hali-1

Fethiye Balık Hali-2

Fethiye Balık Hali-3

Fethiye Balık Hali-4

Fethiye Balık Hali-5

Fethiye Balık Hali-6
Ölü Deniz'de müzekart geçerli değil.
Ölüdeniz Otopark Alanı
Girişten sonra ağaçların altında rahat bir otopark mevcut ve otoparktan itibaren deniz için bir miktar yürümek gerekiyor. Otoparkın sağ tarafına doğru yürürsen Mavi Lagün denilen kısma gidiyorsun, soldan devam edersen ise denizin olduğu plaj kısmına paralel olarak yürüyorsun. Yüzdüğüm yer deniz ile Mavi Lagün' ü birleştiren boğaz kısmı.
 
Deniz Mavi Lagün Arası - 1
Ölüdeniz benim hep düşündüğüm gibi kum değilmiş, rahatsız etmeyen ufak taşlar var. Minik şamandıra-ip ile belirlenen yerden ilerisi derin ve karşıda yer alan ağaçlık-kayalık yere mesafe 50-60 metre. Su bu bölgede ve Mavi Lagün' de çarşaf gibi ve berrak.
Deniz Mavi Lagün Arası - 2
Ankaralılar için oldukça ters bir yerde kalmakla birlikte Ölüdeniz'e iyi ki gelmişim. Bir daha Antalya üzerinden gelecek olursam yol üzeri tarihi yerleri ve koyları araştır.
Deniz Mavi Lagün Arası - 3
  


Bumerang - Yazarkafe

Myra Antik Kenti

Kaya mezarlarına ait fotoğrafları hemen hemen her turizm yayınında bulunan bu kenti keşfetmek için Demre şehir merkezi içerisinden tabelaları 2-3 km. takip etmeniz gerekiyor. Kent Demre' nin hemen kenarında, kentin giriş kısmında yine hediyelik eşya dükkanları ve gözleme, tost vs. yiyebileceğiniz, limonata, ayran içebileceğiniz yöre halkının yerleri var.

Antik kentin giriş yolu eşsiz taş işçiliği ile bezele büyük bloklar dizilmiş ve her biri ayrı ayrı hayranlık uyandırıyor.
Kent Girişi

Kent Girişi
Girişten Tiyatro Kalıntılarına Bakış
Tiyatronun Dış Bölümü
 İlk dikkat çeken yapılar o meşhur kaya mezarları oluyor. Kayalık ve yüksek bir yamaç olması nedeni ile bariyer ip çekilerek giriş yasaklanmış. Biraz hayal kırıklığı ama sonuçta hepsinin içi az çok aynı. Bu nedenle zemin kodunda bulunan mezarlara bakabilirsiniz
 
Myra Kaya Mezarları -1

Myra Kaya Mezarları 2

Myra Kaya Mezarları 3

Myra Kaya Mezarları 4
Kaya Mezarı İçi 1

Kaya Mezarı İçi 2

Kaya Mezarı İçi 3

Kaya Mezarı İçi 4
 
 TARİHÇE
(Girişteki ziyaretçi bilgilendirme panosuna göre alıntı)
Antalya' nın portakal Bahçeleri ve seraları ile ünlü ilçesi Demre veya bugünkü adıyla Kale Antik Dönemde Myra olarak anılıyordu.
 
Bugünkü yerleşimin 1,5 km km. kuzeyinde yer alan, günümüze kalabilmiş Myra kalıntıları şehirdeki yerleşimin en azından M.Ö. 5. yüzyıl ve öncesine tarihlenebileceğini göstermektedir.Üç ana grupta yer alan kalıntıların birinci grubu şehrin güneybatısında tiyatro ve agoranın da yer aldığı deniz mezarlığı olarak anılan yamaçtaki kaya mezarlarıdır. İkinci grubu şehrin birçok yapısının yuer aldığı surlarla çevrili Akroplis , üçüncü grubu güneydoğudaki nehir nehir mezarlığı olarak anılan kaya mezarlığı ile şehrin su ihtiyacının karşılandığı kanalın bulunduğu alandır.
 
Antik devirde Likya şehirleri adlarının yanında ünvanları ile de anılmaktaydılar. Bunlar arasında Myra "En Parlak" ünvanı ile anılmaktaydı.
 
Antik yazarlardan Plinius (M.S. 1. yy) Likya Birliği' nin 70 şehirden oluştuğunu, Artemidoros (M.S. 2. yy) ise birlikte oy hakkına sahip 23 şehirden, Xhantos, Patara, Olympos, Pınara ve Tlos' un yanında Myra' nın da üç oy hakkına sahip altı şehir arasında yer aldığını belirtirler.
 
Şehrin genellikle güneyinde yer alan kaya mezarları Likya' nın en anıtsal ve görkemli mezarlarıdır. Deniz mezarlığı olarak adlandırılan, tiyatronun batısındaki yamacın yumuşak kayalarına oyulan bu mezarlar zengin cephe süslemeleri ileLikya kaya mezarlarının en seçkin örneklerini oluştururlar. Birçoğu ev şeklinde kaya mezarları olup, yörenin Likya' ya özgü en eski ahşap ev mimarisinin taşa oyulmuş kopyalarını günümüze yansıtırlar. Bu formu bölgenin tahıl ambarlarında görmek bugün hala mümkündür. Birkaçı renklerini dahi koruyan kabartmalara, bazıları ise Likya dilinde yazıtlara sahiptir.

Mezar Kolonundaki Yazıt

Myra, Likya Konfederasyonu' na bağlı sikkelerinin yanında kendi adına basılmış sikkeleri ile de tanınmaktadır. Bu sikkelerde kentin ana tanrıçası olan Artemis, Anadolu' nun en eski ana tanrıçası olan Kybele formunda temsil edilmiştir.
 
Myra Tiyatrosu Likya' nın en görkemli tiyatrosu olduğu gibi otuzbeş oturma sırası ile en büyük örnekler arasında yer alır. M.S.141 yılında şehri yerle bir eden depremle yıkılmış, ancak Rhodiapolis' li (bugünkü Kumluca) yardımsever Opromaos' un yardımı ile kısa sürede onarılmış, bir süre sonra da galdyatör dövüşlerine uygun şekilde düzenlenmiştir.. Diazoma olarak adlandırılan yatay geçişin üstünde 6, altında ise 29 oturma sırası yer alır. Sahne binasının ancak alt bölümleri sağlam olup, cephesi tiyatro maskelerini gösteren kabartmalarla süslenmiştir.
Sahne Arkasından Tiyatro Binası

Tiyatro Giriş Kapısı

Kapıdan girişte Tiyatronun Görünümü 1
Kapıdan girişte Oturma Sıraları
Sahnenin Görünümü
 
Tiyatro Sahne Süsleme Detayı -1

Tiyatro Sahne Süsleme Detayı -2

Tiyatro Sahne Süsleme Detayı -3
Myra' nın limanı Andriake, Likya' nın Patara ve Phaselis ile birlikte en önemli üç ticaret limanından biriydi. Bu limanlar arasında tarifeli gemi seferlerinin yapıldığı yazıtlardan anlaşılmaktadır.

Myra' nın savunma sistemini oluşturan duvarlar; doğuda Limyra, batıda ise Sura kentlerine kadar uzanırlar. Akropolis bunların ortasında yer alır. Şehri en dışından çeviren duvarlar Bizans dönemini, iç surlar ise Likya duvar tekniğini yansıtırlar.

Myra Artemis Tapınağı gibi anıtssal bir yapıya sahip olması ile gurur duyan şehirler arasındadır. Eskiçağ tarihçileri Myra Artemis Tapınağı' nı Efes ve Perge' deki tapınaklar ile eş tutarak anlatırlar. Bu da Myra' nın ayrıcalıklarından biridir.

M.S. 5. yy' da Likya Eyaleti' nin başkenti olan Myra, St. Paul, Luke ve Aristhorchos gibi Hristiyanlığın önde gelen isimlerinin uğradıkları şehir olmasıyla özel bir öneme sahiptir. İncil' e göre (Acts 27:56) M.S. 60-61 yıllarında Roma' ya giden mahkumlar gemilerini Myra' da değiştirmişlerdir (Hz. İsa' dan sonra olan bir olay İncil' de yer alıyor!! Neyse en azından tarihe not düşmüş İncil' i tahrif edenler.)

Myra' nın günümüz antik kentleri içinde en popüler etken hiç şüphe yokki Hristiyanlığın en sevilen azizi Nikolaos' un erken Bizans Dönemi' nde (M.S. 4. yy) şehirde piskoposluk yapmış olmasıdır. Bu sayede Myra, günümüzün en popüler ve bölgenin en gösterişli kilisesine sahip olmuştur.

Tiyatronun hemen sahne önündeki gösterişli taş koltuklar sanırım kentin ileri gelenlerine yönelik protokol vazifesi görmekteymiş. Kol kısımları farklı figürler ile süslenmiş bu koltuklar yanyana dizilmiş olarak yer alıyorlar.
Tiyatro

Protokol Koltuğu ve İşleme Detayı Aslan
 Bazı kısımlar güvenlik nedeni ile ziyaretçilerin geçişine kapatılmış.
 
 

Basamakların Arka Kısmındaki Salona Giriş Kısmı




Basmakların Arka Kısmında Yer Alan Salon

 
Bu salonun hemen arkasında (üstteki resimde sağdaki kapıdan geçilen) kentte bulunan yapı parçaları yer alıyor. Herbiri taş işçiliğinin güzel örnekleri. Belki ait olduğu yerler bulunur ve birleştirilebilirler ama bu halleri ile inşallah tarih kaçakçılarının eline düşmezler.
Yapı Parçası Olan İşlemeli Taşlar
 
 
Tiyatrodan çıkarken taşın üzerinde ufak bir kabartma var, dikkat edilmez ise görmeden geçilebilir. Bir boğa ile yapıca daha ufak olduğu için köpek veya aslan vs. olabileceğini düşündüğüm iki hayvan figürü işlenmiştir. Belki bu tiyatro binasında hayvanlar da dövüştürülüyordu o nedenle kazınmıştı, bilmiyorum.
 
Tiyatro Çıkışındaki hayvan kabartması

Myra Yerleşim Planı

Myra Konum





Bumerang - Yazarkafe